Karsnia vadisi ya da “Gürcü Kolu” köyleri

PARNA BEKA ÇİLADZE

Bugün Gürcüce konuşan kimsenin kalmadığı Ardanuç’un adı Gürcüce Artanuci’den gelir. Anlamı konusunda bugüne kadar kesin bir ortak kanaat oluşmamış olmakla birlikte, bu adın Türkçeye 16. yüzyılın ortasında Gürcüceden girdiği bilinmektedir. Ardanuç kenti, erken ortaçağda Gürcülerin kültürel “Altın Çağı”na başkentlik etmiş bir yerleşimdir. Tao-Klarceti bölgesinde, bugün yıkık dökük olsa da, yeraltı sığınağından köprüye, kiliseden kaleye yüzlerce tarihsel anıt bu dönemde inşa edilmiştir. Osmanlılar 16. yüzyılın ortasında Ardanuç bölgesini ele geçirince, burayı ayrı bir liva olarak idari sisteme katmıştır. Ardanuç’un ele geçirilmesinden 23 ve 44 yıl sonra yapılmış iki ayrı Osmanlı tahririnden köylerin bu dönemine ilişkin kısıtlı da olsa bir bilgiye sahip olunmaktadır. Bugünkü Ardanuç ilçesi sınırlarının o zamanki Ardanuç nahiyesiyle örtüşmekte olduğunu da belirtelim.

Söz konusu iki tahrirde Ardanuç nahiyesinde 58 köy kaydedilmiştir. Ancak 1574 tarihli kayıtta 8 köy, 1595 tarihli kayıtta 11 köy boşalmış görünmektedir. Bu bölgenin Hıristiyan köyleri, Ardanuç’un Osmanlıların eline geçtiği savaş sırasında yaşam şartlarının değişmesi ve savaştan sonra ise Müslüman bir devletin sınırları içinde kalmasından dolayı Gürcistan’ın iç kesimlerine göç etmiş olabilir. Bu iki kayıtta köylerin hane sayısı ve bu hanelerin mensup olduğu din konusunda bilgi verilmiştir. Bu yazıda, ele aldığım konu itibarıyla Karsnia vadisi köyleri üzerinde duracağım. Bununla birlikte, Ardanuç livasının dört nahiyesinden biri olan Ardanuç nahiyesinin Klarceti köyünü, diğer köylerine örnek oluşturması nedeniyle biraz irdeleyeceğim. Klarceti köyü, Ardanuç nahiyesinde Osmanlı idaresi tarafından öncelikle Müslümanlaştırılmış bir köydür. Bunun nedenlerinden biri Klarceti’nin nüfusu açısından en büyük köy olmasıyla ve diğer köylerin bir bakıma akıbetine hazırlanması için bir tür örneğe dönüştürülmesiyle ilişkili olabilir. 

Karsnia vadisi ya da “Gürcü kolu” köylerinin haritadaki yerleşimi. Burada köylerin sadece 1925 yılında değiştirilmiş olan adları verilmiştir. 

Adı 1925 yılında “Bereket” olarak değiştirilmiş olan Klarceti köyünde, 1574 tarihli Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan adlı Osmanlı tahrir defterine göre 89 hane yaşıyordu. Bu hanelerin tamamı Hıristiyan olarak kaydedilmiştir. O bölgenin tarihin seyri içinde demografik yapısı göz önüne alınarak her hanenin 6-7 kişiden oluştuğu varsayılırsa, Klarceti’de 534 – 623 kişinin yaşadığı ortaya çıkar. Bu tarihte köydeki 85 hane Hıristiyan, 4 hane de Müslüman olarak yazılmıştır. Köyün ele geçirilmesinden sonraki 23 yılda nüfusun % 4,5’inin Müslüman olduğu bu tespitten anlaşılmaktadır. Bu dört hanenin vergi vermekle yükümlü kişileri Süleyman, Mehmed, Yusuf ve Pirvana adıyla kaydedilmiştir. Hıristiyan hanelerin “ispenç” vergisi vermekle yükümlü kılınan erkekleri ise, Andri, Minasa, Maharebel, Gabriel, Gogiça, İordane, Davit, Kvirike, Alkazar, Teodor, Sultan, İason, Badri, Zakar, Cemşid gibi adlar taşımaktadır. Bu erkek adlarından hareketle Klarceti köyünün ağırlıklı olarak bir Gürcü köyü olduğu söylenebilir.

1595 tarihli Defter-i Mufassal-i Liva-i Ardanuç adlı Osmanlı tahrir defterinde ise, Klarceti köyündeki hane sayısı 37’ye düşmüştür. Bu hanelerin 35’i Müslüman, 2’si Hıristiyan olarak kaydedilmiştir. İki hanenin vergi vermekle yükümlü kişilerinden birinin adı Elias, diğerininki Andagil’dir. Andagil’in bir rahip olması, bu tarihte köyün kilisesinin açık olduğunu göstermektedir. Müslüman olarak kaydedilmiş olan diğer kişilerin çoğunun baba adının “Abdullah” olarak yazılmış olması, bu kişilerin yeni Müslüman olduğunu göstermektedir. Bilindiği gibi Osmanlı idaresi, yeni Müslüman olmuş kişilerin Hıristiyan babalarının gerçek adlarını değil, “Allah’ın kulu” anlamına gelen “Abdullah”ı baba adı olarak kaydediyordu. Bu örneğe rağmen 17. yüzyılın başından itibaren Ardanuç bölgesinde, bir biçimde Gürcü nüfusunun korunduğu Karsnia vadisi dışında kalan köylerin başına ne geldiği konusunda bilgi sahibi değiliz. Bununla birlikte, Hıristiyan nüfusun bir kısmının daha göç etmiş, kalan nüfusun da Müslümanlaşıp asimile olduğu ve Gürcü dilini tamamen unuttuğu açıktır.

Goraşeti Kalesi kalıntıları. Fotoğrafın kaynağı: 2015 Yılı Tao-Klarceti Tarihi Eserleri Araştırma Gezisi Sonuçları (Gürcüce), Tiflis, 2016.

Ardanuç nahiyesi nüfusunun 16. yüzyılın ikinci yarısında göç etmek zorunda bırakılması ya da Müslümanlığa geçirilmesi, burada yaşayan Gürcülerin çok erken tarihte asimile edilmesi ve bugünkü Ardanuç ilçesinin geçirdiği demografik değişimi göstermesi açısından Klarceti köyü önemli bir örnek teşkil etmektedir. 1877-1878 savaşında Tao-Klarceti bölgesini ele geçirmiş olan Rusların 1886 yılındaki nüfus tespitinde Ardanuç kazasında (uçastok) 13 köyün tamamının “Gürcü” olarak kaydedilmiş olması, başka bir deyişle Ardanuç bölgesinde geç döneme değin Gürcü dilinin korumuş olması şaşırtıcı olduğu kadar pek çok araştırmacının bilmediği bir olgudur. Karsnia vadisinde yer alan bu köylerin, bir bakıma Şavşat ilçesindeki İmerhevi köyleri gibi Müslüman olmasına rağmen Gürcüceyi koruduğu Rus kayıtlarından anlaşılmaktadır. 

Karsnia vadisi köylerine dönecek olursak, bu köylerden biri olan Samtskaro köyü daha sonra Aşağı Irmaklar ve Yukarı Irmaklar diye iki köye ayrıldığı için bu köylerin sayısı 14’e çıkmıştır. Bu köyleri, Anakerti (Cevizli), Ança (İncilli), Ançkora (Anaçlı), Karsnia (Kapıköy), Konturomi (Yolağzı), Opiçala (Gökçe), Goraşeti (Kutlu), Soliana (Yaylacık), Ustameli (Ustalar), Norgieli (Çakıllar), Petobani (Hisarlı), Samtskaro (Aşağı Irmaklar ve Yukarı Irmaklar), Çedila (Bağlıca) diye listeleyebiliriz. 1886 tarihli tespitte Ardanuç kazasının birkaç köyünde daha bir elin parmağını geçmeyecek sayıda Gürcü nüfusu tespit edilmiştir; ancak bu sayı köylerin toplam nüfusu içinde fazla bir şey ifade etmemektedir. 1886 yılında Ardanuç kazasında toplam 51 köy kaydedilmiştir.  Karsnia vadisindeki 13 (sonra 14) köyün 1574 ve 1595 tarihli kayıtlardaki durumunu özetle verip Osmanlı idaresinin 1835 tarihinde tespit ettiği (erkek) nüfus ile Rusların 1886 yılında gerçekleştirdiği nüfus sayımı sonuçlarıyla ilişkilendirilmesi, konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olabilir. 1835 yılına ilişikin toplam nüfusu bulmak için erkek nüfusa bir o kadar da kadın nüfusu eklemek gerektiğini belirtmeliyim.

Ustameli Kulesi. Fotoğrafın kaynağı: 2015 Yılı Tao-Klarceti Tarihi Eserleri Araştırma Gezisi Sonuçları (Gürcüce), Tiflis, 2016.

1) Anakerti (Cevizli): 1574 yılında köyde tamamı Hıristiyan 81 hane kaydedilmiştir. 1595 yılında köydeki hane sayısı 22’ye düşmüştür. Bu 22 hane de Hıristiyan olarak kalmıştır. 59 hanenin köyden göç etmiş olduğu tahmin edilebilir. 1835 yılında köyde 58 hane ve 155 erkek nüfus yazılmıştır. 1886 yılında ise, köyde 59 hanede 330 kişi tespit edilmiştir.

2) Ança ya da Ançi (İncilli): 1574 yılında köyde, tamamı Hıristiyan 44 hane kaydedilmiştir. 1595 yılında hane sayısı 26’ya düşmüştür. Bu hanenin tamamı Hıristiyan olarak yazılmıştır. 18 hanenin köyden göç etmiş olduğu anlaşılmaktadır. 1835 yılında köyde 45 hane ve 131 erkek nüfus yazılmıştır. 1886 yılında ise, Ança’nın nüfusu 76 hane ve 397 kişi olarak tespit edilmiştir. 

3) Ançkora (Anaçlı): 1574 yılında köyde, tamamı Hıristiyan 27 hane kaydedilmiştir. 1595 yılında hane sayısı 14’e düşmüştür. Bu tarihte de köyün tamamı Hıristiyan olarak yazılmıştır. 13 hanenin köyden göç etmiş olduğu tahmin edilebilir. 1835 yılında köyde 29 hane ve 90 erkek nüfus yazılmıştır. 1886 yılında ise, köyün nüfusu 298 kişi olarak tespit edilmiştir.

4) Karsnia (Kapıköy): 1574 yılında köyde, tamamı Hıristiyan 34 hane kaydedilmiştir. 1595 yılında hane sayısı 30’a düşmüştür. 30 hane de Hıristiyan olarak yazılmıştır. 4 hanenin köyden göç etmiş olduğu anlaşılmaktadır. 1835 yılında köyde 29 hane ve 93 erkek nüfus yazılmıştır. 1886 tarihinde ise, köyde 37 hanede 222 kişi tespit edilmiştir.

5) Kontromi (Yolağzı): 1574 yılında köyde tamamı Hıristiyan 7 hane kaydedilmiştir. Hane sayısının azlığına bakınca köyden bu tarihten önce göç edenlerin olduğu tahmin edilebilir. 1595 yılında da köyün nüfusu, tamamı Hıristiyan olan 7 haneden oluşuyordu. 1835 yılında köyde 13 hane ve 43 erkek nüfus yazılmıştır. 1886 yılında ise, köyde 18 hanede 124 kişi tespit edilmiştir.

6) Opi(z)çala (Gökçe): 1574 yılında köyde tamamı Hıristiyan 21 hane kaydedilmiştir. 1595 yılında hane sayısı 11’e düşmüştür. Bu 11 haneden biri Müslüman olarak yazılmıştır. 10 hanenin köyden göç etmiş olduğu anlaşılmaktadır. 1835 yılında köyde 15 hane ve 51 erkek nüfus yazılmıştır. 1886 yılında köyde 18 hanede 162 kişi tespit edilmiştir. 

7) Goraşeti (Kutlu): 1574 yılında köyde tamamı Hıristiyan 13 hane kaydedilmiştir. 1595 yılında hane sayısı 6’ya düşmüştür. Bu 6 haneden 2’si Müslüman, 4’ü Hıristiyan olarak yazılmıştır. 7 hanenin köyden göç etmiş olduğu tahmin edilebilir. 1835 yılında köyde 39 hane ve 99 erkek nüfus yazılmıştır. 1886 yılında ise, köyde 51 hanede 295 kişi tespit edilmiştir. 

8) Soliana (Yaylacık): 1574 ve 1595 tarihli tahrirlerde bu köyün adı geçmemektedir. 1835 yılında köyde 9 hanede 20 erkek yaşıyordu. 1886 yılında köyde 8 hanede 68 kişi tespit edilmiştir.

9) Ustameli (Ustalar): 1574 yılında köyde 1’i Müslüman olmuş 18 hane kaydedilmiştir. 1595 yılında hane sayısı 12’ye düşmüştür. Tamamının Hıristiyan olarak kaydedilmiş. olması, daha önce Müslüman olmuş hanenin başka bir köye göçmüş olma ihtimalini akla getirmektedir. 6 hanenin ise köyden göç etmiş olduğu anlaşılmaktadır. 1835 yılında 5 (?) hanede 83 erkek kaydedilmiştir. 1886 yılında ise köyde 7 hanede 44 kişi tespit edilmiştir. 

10) Norgieli (Çakıllar): 1574 yılında köyde, 1 hanesi Müslüman olmak üzere 18 hane kaydedilmiştir. 1595 yılında hane sayısı değişmemiş, ama Müslüman olan hane sayısı 2’ye çıkmıştır. 1835 yılında 31 hanede 82 erkek nüfus yazılmıştır. 1886 yılında ise, köyde 32 hanede 204 kişi tespit edilmiştir.

11) Petobani (Hisarlı):  1574 yılında köyde tamamı Hıristiyan 20 hane kaydedilmiştir. 1595 yılında hane sayısı, 6’sı Müslüman, 7’si Hıristiyan olmak üzere 13’e düşmüştür. 7 hanenin köyden göç etmiş olduğu anlaşılmaktadır. 1835 yılında 12 hanede 44 erkek kaydedilmiştir. 1886 yılında köyde 22 hanede 119 kişi tespit edilmiştir.

12) Samtskaro (Aşağı Irmaklar ve Yukarı Irmaklar): 1574 yılında köyde tamamı Hıristiyan 66 hane kaydedilmiştir. 1595 yılında hane sayısı, tamamı Hıristiyan olmak üzere 54’e düşmüştür. 12 hanenin köyden göç etmiş olduğu tanlaşılmaktadır. 1835 yılında 87 hanede 251 erkek kaydedilmiştir. 1886 yılındaki ise köyde 114 hanede 732 kişi tespit edilmiştir.

13) Çedila (Bağlıca): 1574 yılında köyde tamamı Hıristiyan 31 hane kaydedilmiştir. 1595 yılında hane sayısı, 4’ü Müslüman olmak üzere 20’ye düşmüştür. 11 hanenin köyden göç etmiş olduğu tahmin edilebilir. 1835 yılında 33 hane ve 79 erkek nüfus kaydedilmiştir. 1886 yılındaki ise, köyde 50 hanede 325 kişi tespit edilmiştir.

Klarceti Kales. Fotoğrafın kaynağı: Klarceti (Gürcüce), Batum, 2016.

Adeta asimilasyon eleğinden geçirilmiş olan Ardanuç bölgesinde Rus idaresinin tespitinde 13 köyün Gürcülerden oluşmasından daha şaşırtıcı olan ise, 1922 yılında “Nüfus Cetveli” olarak bilinen tespitte Ardanuç kazasındaki bu köylerin tamamının “Türk” olarak kaydedilmiş olmasıdır. 1886 yılından itibaren ele alırsak, Ardanuç bölgesi 1918 yılının sonuna kadar Rus idaresi altında kalmıştır. Tam bir idari kontrol olmasa da 1918-1921 arasında bağımsız Gürcistan sınırları içinde yer almıştır. Kızıl Ordu Gürcistan’ı işgale devam ederken, 16 Mart 1921 tarihinde Sovyet Rusya ile Anakara Hükümeti arasında imzalanan Moskova Anlatması’yla Artvin livasının bir parçası olan Ardanuç bölgesi de Türkiye’ye bırakmıştır. 1922 tarihinde Artvin livası mutasarrıflığı bir tür nüfus envanteri çıkarmak için Artvin livasının nüfusunu tespit ettirmiştir. “1922 Nüfus Cetveli” olarak bilinen bu tespitte Borçka ve Murgul bölgesindeki Gürcü köyleri “Milleti: Gürcü-İslam” olarak kayda geçirilmiştir. Ne var ki, Ardanuç nahiyesinin (bu tarihte nahiye) bütün köyleri “Milleti: Türk” diye kaydedilmiştir. 

Bir yıl içinde Türkiye’nin bu 14 köyün (bu tarihte 14 köy var) demografik yapısını değiştirmiş olması mümkün değildir. Bu köylerin demografik yapısının Rus idaresi sırasında, 1886 yılı nüfus tespitinin ardından gerçekleşmiş olduğu söylenebilir. Örneğin Petobani köyüne kendilerine “Ahıska Türkü” diye adlandrılanların yerleştirildiğini bu köyden Şah İsmail Demirel’in aktardığı bilgilerden anlaşılmaktadır. Ruslar bu köylerdeki Gürcüleri göç ettirip yerlerine Ahaltsihe ve çevresindeki Müslümanları iskân etmiş, Müslümanlardan boşalttığı köylerde de Ermeni nüfusu yerleştirmiş olabilir.

Yukarıda adlarını saydığım 14 köy Karsnia köyünden başlayan ve benim “Karsnia vadisi” diye adlandırdığım bir vadi ya da havza içinde yer almaktadır. Bu havzaya, Ardanuç ilçesinde kalmış, diğer nüfustan farklı anlamında “Gürcü kolu” dendiğine çeşitli kaynaklarda rastlanmaktadır. “Gürcü kolu” teriminin görece eski bir terim olması gerekir; çünkü bu köylerin “Gürcü” olarak kaydedilmediği 1922 yılından sonra böyle bir terimin icat edilmesi mantıklı görünmemektedir. Bunula birlikte, bu köyler “Gürcü” olarak kaydedilmemiş olsa bile Karsnia vadisinin geç döneme kadar Gürcüce konuşan nüfusu barındırması böyle bir terime ihtiyaç duyulmasına yol açmış olabilir.

Ardanuç ilçesinde “Gürcü kolu” denilen vadi Şavşat ilçesindeki İmerhevi vadisini akla getirmektedir. Şavşat ilçesinde de başka köylerde Gürcü dili silinmiş ya da tamamen ortadan kalkmışken, İmerhevi vadisindeki Gürcü köylerinde varlığı sürmüştür. Ne var ki Karsnia vadisi ya da “Gürcü kolu” havzasının İmerhevi vadisinin kadar şanslı olmadığı, buradaki Gürcü varlığının görece geç tarihte silinmesinden anlaşılmaktadır.

KAYNAKÇA:
1. ^  Klarceti (Gürcüce), Mamia Pağava, Meri Tsintsadze, Maia Baramidze, Malhaz Çoharadze, Tina Şioşvili, Şota Mamuladze, Ramaz Halvaşi, Nugzar Mgeladze, Zaza Şaşikidze, Cemal Karalidze, Batum, 2016.
2. ^ “Ardanuç kazası (1886 Yılı)” (Rusça).
3. ^ Tao-Klarceti – Tarih ve Kültür.

Yorum bırakın